Kayıtlar

Fahrettin Paşa

Resim
Fahreddin Türkkan  1868, Rusçuk'da doğdu. Erkan-ı Harbiye Mektebi'ni bitirdikten sonra 1891 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle göreve başladı. Balkan Savaşı'nda Çatalca savunmasında ve Edirne'nin geri alınışı'nda görev aldı. 1916 yılında 4. Ordu komutanı Cemal Paşa tarafından Medine'deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atandı. İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ordusuna karşı, kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı Medine Müdafaası büyük takdir topladı. 2 yıl 7 ay süren Medine Müdafaası sonrası "Medîne Müdâfii", "Türk Kaplanı", "Çöl Kaplanı", "Medine Kahramanı" lakaplarıyla anıldı. Medine Kuşatması'ndan sonra savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919 tarihinde Mısır'a daha sonra da 5 Ağustos 1919 tarihinde Malta'ya sürgün edildi. Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere İtilaf Devletleri tarafından İstanbul'da kurulan Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölü

Karamanlı Türk Denizci Piri Reis Neden İdam Edildi

Resim
Ünlü haritacı ve denizci Piri Reis seksen yaşlarında iken Mısır'da idam edildi. Hadım Süleyman Paşa'nın bölgeden ayrılması sonrasında Piri Reis Süveyş kaptanlığına getirildi.  Piri Reis 'in göreve geldiği dönemde bölgedeki Portekiz saldırıları iyice yoğunlaşmıştı. Portekizliler Kızıldeniz'deki Türk donanma merkezini ve Türk tersanesini yakma teşebbüsünde bile bulundular. Piri Reis ilk olarak Portekizliler işgal etmiş oldukları Aden kalesinden uzaklaştırdı. Osmanlı Devletinin Süveyş donanmasına ait otuz kadar gemi ile Hint okyanusuna açılan  Piri Reis  Maskat açıklarında kendisinden iki kattan daha fazla gemiye sahip Portekiz donanmasını mağlup etti ve Maskat'ı ele geçirdi. Kurtulabilen Portekizliler Hürmüz adasındaki Hürmüz kalesine sığındılar.  Hürmüz kalesini  kuşattı fakat kale alınamadı. Bazı tarihçiler Portekizlilerden rüşvet aldığı ve kuşatmayı bu nedenle kaldırdığını iddia ederler. Bu bölgede bulunan Müslüman halkın Portekizlilere yardım etmeleri  Piri Reis

Farklı Yönleri ile 2.Abdülhamid

Resim
  1. Kızıl Sultan değil, Ulu Hakan Kızıl Sultan olarak bilinse de aslında son derece merhametliydi. Kendisine suikast planları yapan insanları bile affetmişti. 2. Tedbirci yapısı Tedbiri elden bırakmayan şüpheci bir yapısı vardı. Hatta bir sözünde "Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim o kadar." demiştir. 3. Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım! Geceleri önemli bir mevzu söz konusu olursa uyandırılmasını isterdi. Bir gece yarısı Başkatip Esat Bey çok önemli bir haberin imzalanması için Abdülhamid'in kapısını çalmıştı. Ama açan olmamıştı. Bir süre sonra Abdülhamid Han elinde havluyla kapıda görünmüş, ve şöyle demişti: " Evlat bu vakitte çok mühim bir iş olduğunu anladım. Ama abdest aldığım için geciktim, kusura bakma. Ben bu zamana kadar hiçbir devlet işini abdestsiz imzalamadım. Getir şimdi imzalayayım." 4. İsrafı Sevmezdi İsraftan, savurganlıktan kaçınan bir yapı

Şapka İnkilabını Kabul Etmeyen Rize Halkının Bombalanması

Resim
Şapka Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon ve Gümüşhane'de sert direnişler yaşandı. Hepsi çok şiddetli, hatta vahim bir şekilde bastırıldı. Halbuki, şapka devrimine direnmenin cezası, kanuna göre, üç aya kadar hafif hapisti. Ama o dönemde şapka, İstiklal Mahkemeleri'nin en önemli maddesi haline getirildi. Ve şapkaya direndikleri gerekçesiyle, başta İskilipli Atıf Hoca olmak üzere, Rize'de 8, Maraş'ta 7, Erzurum'da 4, Sivas'ta 3, İskilip'te 2, Menemen'de 28 ve diğer yerlerle birlikte toplam 78 kişi idam edildi.  Sivas, Erzurum ve Maraş’taki başkaldırıların aksine Rize’de çıkan protesto, etkisi bakımından diğerlerinden farklılık arz etmektedir. İsyan sonucunda kurulan İstiklal mahkemelerinde 143 kişi yargılanmıştır ve sanıklardan on dördü 15, yirmi ikisi 10, on dokuzu 5 yıla mahkum edilmiştir, 8 kişi ise idam cezasına çarptırılarak idam edilmiştir.  Rizeli, sekiz alim ve

Cumhuriyet Döneminde Bulgaristan'a Satılan Osmanlı Arşivler

Resim
1931 yılı Mayısında, asla affedilmesi ve unutulması mümkün olmayan bir olay, dünya arşivcilik tarihinde tek örnek olarak, Osmanlı dönemi arşiv malzemesi, millî hafızamızın bir bölümü, sorumsuz, kültür ve şuurdan habersiz bir iki kişinin gayretiyle kuru ot ve paçavra fiyatına, okkası üç kuruş on paraya Bulgaristan’a satıldı. Tarihî evrakımız ot balyaları gibi çemberlenip vagonlarla Bulgaristan’a gönderilirken, bu durum Son Posta Gazetesi yazarı İbrahim Hakkı (Konyalı) tarafından tespit edilerek ilgili makamlara bildirildiyse de maalesef muvaffak olunamamıştır. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı bir mektup ile evrak satışının incelenerek, yapılan usulsüzlüğe son verilmesini istemiştir. Bununla beraber gazetelerdeki neşriyat ve Manisa Milletvekili Refik Şevket İnce’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği önerge üzerine, hükümet bu konuda teşebbüse geçerek;  Bulgaristan’a satılan evraktan bir kısmı ancak geri alınabilmiştir. Olaya sebep olanlar hakkında ise soruşturma açıldıysa

Güney Sentinel Kabilesi

Resim
Afrika'dan Asya'ya göç eden ilk topluluk sanılmakta olan sentinal kabilesi, hindistanın güneyinde yer almaktadır. Ada halkı bu gün çıplak geziyorlar daha tarımı ve ateşi bulmamışlar ve ilkel silahlar kullanmaktalar ok ve mızrak. Dış dünyaya kapanık olan bu yerli halk kendileriyle iletişime geçmeye çalışan herkesi saldırgan karşılıyorlar nedeni ise İngiltere 1880 yılında burayı sömürge yapmak ister ve akşam vakti 6 kişiyi zorla kaçırır yalnız beklemedikleri bir şeyle karşılaşırlar bir kaçı anında hastalanır ve ölür İngilizler hediyeleri verir ama adadan giderler halk o günden beri pek uysalca bir yaklaşım ve tavır sergilemiyorlar.  Pek çok kez bilim adamları tarafından iletişim kurmaya yönelik faaliyetler olsa da işe yaramamış ve hükümet oradaki yaşamı bozmamak için  girişi engeller. 2006 yılında 2 balıkçı yönlerini kaybederler kayıkları güney sentinel adasına akşam vakti çok yaklaşır yerli halk hiç olmadığı kadar bir yaklaşım sergileyerek balıkçıları öldürürler. Onun dışında 20

Sıra İran'a Geliyor...

Resim
Ortalama 7-8 gündür devam etmekte olan İranda ki ayaklanmalar durmak bilmiyor aksine her geçen gün şiddetleniyor o kadar çok şiddetleniyor ki halk karakol bile bastı ama silahlı kuvvetler geri püskürtmeyi başardı. Bir çok devlet başkanlarınca İran fazla bir ağırlığı olan bir devlet olarak görülmese de ayaklanmalar olduğuna göre bazıları İran'dan veya İran da ki nükleer silahları bir tehdit olarak görse gerek çünkü ortadoğu coğrafyasına baktığımızda oyun dışı kalan arap ülkelerin Yemen,Mısır,Irak,Lübnan,Libya,Kuveyt,Suriye bunlar darbe ile saf dışı kalan arap devletleri korkup ''yav tamam gel anlaşalım'' deyip ABD'ye boyun eğen arap devletleri ise ''Katar,Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan onlar ya korktukları için yada devlet otoriteleri zayıfladığı için bu durumdalar Filistin ise zaten belli göz göre göre katlim ve işgal olurkan tüm dünyanın dediği tek şey ''olanları kınıyoruz.'' emin olun bu arap devletlerin hepsinin durumu iy

İmam Hatipler Neden Artıyor

Resim
Özellikle son hükümetin başında bulunmasıyla , başa geçmesiyle bildiğiniz üzere eğitimde ön plana çıkan şey İmam Hatip liseleridir. Yeni mahalle sistemi ile yani öğrenci hangi mahallede ise o mahalledeki  liseye gidecek bu sistemin yapılma nedeni İmam Hatip liselerine daha fazla öğrenci gönderme. Önce yeni sisteme hazırlık olarak Anadolu, Sosyal Bilimler, Meslek vb. türdeki liselerden çok İmam Hatip liselerinin sayısını artırıp önceliği İmam Hatip liselerine verdiler. Acaba neden, niçin İmam Hatip öncelikli neden... diğerlerinde farkı ne ya da diğer liselerin İmam Hatiplerden farkı ne diğer liselerdeki öğrencilerin emekleri hiç göz önünde bulundurulmuyor mu ? cevap ; hayır , diğer lisedeki öğrencilerin emekleri göz önünde bulundurulmuyor . Sırf halk bilmesin cahil kalsın diye her gün 3-5 televizyon kanalına RTÜK verip kapatıyorlar . Yeni nesil öğrencileri de mahalle sistemi ile zorla İmam Hatibe gönderiyorlar niye yeni nesil gençler din konuşsun devlet işine bakmasın her yıl bizim is

Cezzar Ahmet Paşa

Resim
Cezzar Ahmed Paşa, 1708 yılında Bosna'da doğdu. 1756'da Mısır'a gitti. 1758 yılında Kahire seyhulbeledi Bulutkapan Ali Bey'in adamlarından Buhayre kaşifi Abdullah Bey'in hizmetine girdi. Cidde yöresinde isyan eden Bedevilere karşı savaşlara katıldı. Abdullah Bey'in isyancı Bedeviler tarafından öldürülmesi sonucu onun yerine Buhayre kaşifliğine getirildi. Misilleme olarak 70 kadar Bedevi'yi öldürdü. Bu nedenle kendisine Arapça'da "deve kasabı" manasına gelen Cezzar lakabı takıldı. Bulutkapan Ali Bey, Ahmet Paşa'nın isyanı bastırmadaki cesaretini beğenip kendisini beyleri arasına dahil etti. Daha sonra Beyrut ve Sayda hakimi Emir Mansur'un, ardından da Şam muhafızı Osman Paşa'nın hizmetinde bulundu. Daha sonra Akka'ya yerleşti. Yörede Zahir Ömer tarafından başlatılan büyük ayaklanmanın bastırılmasında büyük rol oynadı. 1772 yılında sahil muhafızı oldu. Bu dönemde Rus donanmasına ve Zahir Ömer'e karşı Beyrut'u savunmakla g

Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve Trablus Antlaşması

Resim
Cezayirli Gazi Hasan Paşa , çocukluğu genellikle trakya'da  geçmiş gençliği ticaret gemilerinde çalışmış bunun sonucunda denizcilik tutkusu başlamıştı böylelikle gemi kaptanı olma isteği doğmuştu kendisinde bu yüzden 1738 yılında yeniçeri ocağına katılır . Katıldığı Belgrad kuşatmasında büyük başarılar kazandı istediği gibi orduya girdi ama Osmanlı sancağı altındaki Cezayir'e gönüllü olarak gitmek ister gemiye atlayarak yolculuğa koyulur . Yolculuk sırasında Akdeniz açıkların bir İspanyol gemisi saldırısına uğradı bu küçük çaplı deniz savaşında kazanan Hasan Paşa oldu ve gemiye el koyarak Cezayir açıklarına 2 gemi ile döndü . Bu başarısından ötürü Cezayir dayısı lakabını aldı ve Osmanlı kanunlarına göre ele geçirdiği gemi artık onundur artık hayali gerçek olur 20 yıl kadar kaldığı kuzey Afrika coğrafyasında bir yavru aslan alıp evcilleştirir ve yanında hep getirir bu yaptığı Avrupalı ressamlara konu olur . Kısa süre sonra İstanbul'a geri çağrılır ve Devlet yönetiminde öneml