Emre Kişisel Blog

Türkiye Lozan Antlaşmasında Boğazlar konusunda anlaşmazlık yaşamış tam bir sonuç sağlanamamış ve 1936' İsviçre'nin Montrö şehrinde 2 ay sonunda tekrar bir antlaşma imzalanır. Montrö Boğazlar Antlaşması. Anlaşmada boğazlarda hakimiyetimiz  artsada ticari olarak hiçbir şey değişmiyordu  ticaret gemilerinden pek fazla para geliri gelmiyor oysaki Mısır- Süveyş kanalı sayesinde ekonomisini ayakta tutuyor,Panama-Panama kanalı sayesinde günde milyonlar kazanıyor iken biz  neden 3-5 kuruş kazanıyoruz. Üstelik İstanbul boğazı dar ve geçilmesi için 1-2 hafta önceden izin alınması gerekli gibi koşullara sahipken. 1979 bir Libya petrol gemisi İstanbul boğazında Yunan gemisiyle çarpıştı ve olan olur. 96.000 Ton petrol-LPG denize karışır o yıl hiç balık mahsül elde edilemedi hatta o olay bizi halen etkilemekte denizde ki balıkların büyük çoğunluğu öldüğü için balık fiyatları halen çok fazla.   Bunun farkında olan bu günkü hükümet bir proje ortaya atarak Montrö Boğazlar Antlaşma...

Bilim  çevrelerinde levha tektoniği konusundaki bilgi birikimine dayanarak Mu'nun da Atlantis gibi bir efsane olduğu konusunda görüş birliği vardır. Büyük Okyanus dibinde Mu kıtasını kanıtlayacak herhangi bir SiAl kayaya rastlanmamıştır.İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusunda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüştür.  Çin 'e ve çevre adalara kaçanların kitabelerinde "Kıtamız battı, biz de buraya kaçtık" yazmaktadır. Bu yazılı kayalar 14 bin yıllıktır, c14 karbon testleriyle sabittir. Türkler'in de kökeninin Mu kıtasından geldiği söylentileri, M. Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır. Tahsin Mayatepek, Türk Dilini Tetkik Cemiyeti Başkanı İbrahim Necmi Dilmen ile yazışmalarından sonra At...

Cemal Gürsel 1961  yılında Türkiye'nin ilk olacak yerli otomobili için emir verir ve 29 Ekim kutlamalarına yetişmesini ister. İşte bu yüzden olay Türkiye'den çok Avrupa da ses getirdi. Mühendisler o kadar titizlikle ve hızlı çalışıyorlar bir yandan da FİAT gibi iddialı araba marka araba projelerinin de inceliyorlar ama tıpkısını veya aynısını yapmıyorlar kendilerine has bir otomobil çıkarmak için  uğraşıyorlar, neredeyse tüm dünyanın gözü Türkiye'deydi  sadece 130 günü olan mühendisler tamamı yerli parçalı bir otomobil yaptılar  ''Devrim 123'' adlı 3 tane otomobil yapılmıştı. Otomobil trene bindirilir ve kutlama meydanına getirilir. Cumhurbaşkanı biner 100 metre gitmeden araba homurdanarak durur Cumhurbaşkanı sinirlenir sorar ne oldu diye mühendisler benzin konulmasını unutulduğunu söylerler ve işte 100 yıl telafisi olmayan şey olur. Proje iptal edilir. Türkiye için yerli araba projesi veya projeleri en don 2015'e kadar  hayaldi ama 2015 de tamamen tüm p...

1.Dünya Savaşından yenik, Milli Mücadeleden galip çıkan Türkiye ekonomik , siyasi, askeri, sağlık gibi alanlarda çok büyük eksiklikleri vardır lakin bu eksikliklere rağmen Nuri Demirağ bir imkansızı hayata geçirir Türkiye'de ki ilk uçak fabrikasını açar. 1936 yılında ilk Türk uçak fabrikası açılır. bu başarı bununla sınırlı kalmaz 1939 da ilk yerli paraşüt yapılır 1941 de ise tamamen Türk yapımı bir uçak ile Sivas Divri'de uçmuştur yalnız bu başarılar bir kenara o dönemde  ekonomik , siyasi, askeri, sağlık gibi alanlarda çok büyük eksiklikleri olan ve savaştan yeni çıkmış bir devlet uçak fabrikası açmış uçakların bir çoğu yerli üstelik Amerikan uçakları ile boy ölçüşebilecek kadar çok iyiydi üstelik o dönem uçak fabrikası olan ülkeler bir elin parmağını geçmezdi  İsmet İnönü hükümeti uçak denemelerini Eskişehir de yapılmasını ister Nuri Demirağ buna itiraz eder çünkü Eskişehir uçak sahasının zemini müsait değildir her ne kadar itiraz edilse de karar değişmez ve korkulan o...

Fahreddin Türkkan  1868, Rusçuk'da doğdu. Erkan-ı Harbiye Mektebi'ni bitirdikten sonra 1891 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle göreve başladı. Balkan Savaşı'nda Çatalca savunmasında ve Edirne'nin geri alınışı'nda görev aldı. 1916 yılında 4. Ordu komutanı Cemal Paşa tarafından Medine'deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atandı. İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ordusuna karşı, kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı Medine Müdafaası büyük takdir topladı. 2 yıl 7 ay süren Medine Müdafaası sonrası "Medîne Müdâfii", "Türk Kaplanı", "Çöl Kaplanı", "Medine Kahramanı" lakaplarıyla anıldı. Medine Kuşatması'ndan sonra savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919 tarihinde Mısır'a daha sonra da 5 Ağustos 1919 tarihinde Malta'ya sürgün edildi. Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere İtilaf Devletleri tarafından İstanbul'da kurulan Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölü...

Ünlü haritacı ve denizci Piri Reis seksen yaşlarında iken Mısır'da idam edildi. Hadım Süleyman Paşa'nın bölgeden ayrılması sonrasında Piri Reis Süveyş kaptanlığına getirildi.  Piri Reis 'in göreve geldiği dönemde bölgedeki Portekiz saldırıları iyice yoğunlaşmıştı. Portekizliler Kızıldeniz'deki Türk donanma merkezini ve Türk tersanesini yakma teşebbüsünde bile bulundular. Piri Reis ilk olarak Portekizliler işgal etmiş oldukları Aden kalesinden uzaklaştırdı. Osmanlı Devletinin Süveyş donanmasına ait otuz kadar gemi ile Hint okyanusuna açılan  Piri Reis  Maskat açıklarında kendisinden iki kattan daha fazla gemiye sahip Portekiz donanmasını mağlup etti ve Maskat'ı ele geçirdi. Kurtulabilen Portekizliler Hürmüz adasındaki Hürmüz kalesine sığındılar.  Hürmüz kalesini  kuşattı fakat kale alınamadı. Bazı tarihçiler Portekizlilerden rüşvet aldığı ve kuşatmayı bu nedenle kaldırdığını iddia ederler. Bu bölgede bulunan Müslüman halkın Portekizlilere yardım etmeleri  P...

  1. Kızıl Sultan değil, Ulu Hakan Kızıl Sultan olarak bilinse de aslında son derece merhametliydi. Kendisine suikast planları yapan insanları bile affetmişti. 2. Tedbirci yapısı Tedbiri elden bırakmayan şüpheci bir yapısı vardı. Hatta bir sözünde "Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim o kadar." demiştir. 3. Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım! Geceleri önemli bir mevzu söz konusu olursa uyandırılmasını isterdi. Bir gece yarısı Başkatip Esat Bey çok önemli bir haberin imzalanması için Abdülhamid'in kapısını çalmıştı. Ama açan olmamıştı. Bir süre sonra Abdülhamid Han elinde havluyla kapıda görünmüş, ve şöyle demişti: " Evlat bu vakitte çok mühim bir iş olduğunu anladım. Ama abdest aldığım için geciktim, kusura bakma. Ben bu zamana kadar hiçbir devlet işini abdestsiz imzalamadım. Getir şimdi imzalayayım." 4. İsrafı Sevmezdi İsraftan, savurganlıktan kaçınan bir yapı...